Wednesday, November 08, 2006

dörtmayısikibindört

-bu başka birşey olmuş,hikayemsi-
aralık kalmış perdeden içeri vuruyordu güneş.. ter miydi, yağ mıydı ya da ikisi birden yüzüm ışıl ışıldı.. ışıldamak canlılık çağrıştırmasın ama, üzerime bir yorgunluk çöreklenmiş, yataktan bir türlü kalkamıyorum, işin tuhafı canım yatmak da istemiyor.. sıkılgan bir durum..
gerinip sağ yanıma dönüyorum.. uyuyor hala.. elimi yavaşça ona doğru uzatıyorum,ama dokunmadan geri çekiyorum hemen..
o anda yataktan kalkmaya karar veriyorum.. sessizce.. mutfağa gidip çay suyunu koyuyorum, sonra hemen duşa giriyorum.. serçelerin sesi geliyor balkondan.. kapıyı açıyorum, kaçışıyorlar...ne şirin şeyler şu serçeler.. ne telaşlılar hem de.. onların telaşı bana geçiyor... dolabı açıp kısa bir süre ne giysem diye düşünüyor, ince hesaplar yapıyorum saniyesinde.. bu arada dönüp yatağa bakıyorum, uyuyor hala.. gülümsüyorum..daha önce giydiğim ve birlikte uyumlu olduklarını düşündüğüm fix menü pantalon ve gömleğimi giyiyorum...aklıma çay suyu geliyor.. koşup altını kapatıyorum.. karar verildi, dışarıda yapılacak kahvaltı...
bu sırada telefon çalıyor, telaşla açıyorum, uyanacak diye tedirgin oluyorum... "efendim?" "..." "aloo?" "yanlış oldu galiba,pardon" "önemli değil" "biiiip".. hay aksi yanlışmış, pardonmuş, uyandıracaktın ama... bu arada odanın kapısından kontrol ediyorum uyuyor mu diye...
ama ama..yok..yok işte.. gitmiş... ne saati var komidinin üzerinde, ne çorapları yerde...yatağa yaklaşıyorum, kokusu bile silinmiş yastıktan.. dolabı açıyorum, onun tarafı bomboş... sersemce etrafa bakarken,balkondan bana gülümsüyor sanki,elinde minik bir serçe.. sevinçle kalkıyor,koşarak yanına gidiyorum, ama yanılsamaymış orada da yok...
yatağın kenarına oturuyor, kollarımı dizime yaslıyorum, başım ellerim arasında kalakalıyorum.. komidinin üzerindeki sararmış kağıdı görüyorum...
"..kendine iyi bak, seni hep seveceğim..sevgimle s" diye biten..
düğümleniyorum yine..

No comments: