Wednesday, November 08, 2006

altınisanikibindört

soğuktan için üşür,üzerindeki mont, palto, hırka az gelir dayanmaya rüzgara hani, sonra yeni park etmiş bir arabanın yanından geçerken hissettiğin ılıman sıcaklıkla bir anda ısındığını hisseder adımlarını yavaşlatırsın o sıra..
kuyruğunu yukarı dikerek mırıldayan kedileri hatırlarsın, hani kaputun üstüne otururlar bazen de...
yağmurdan sırılsıklam olmuşsundur, ensenden içeri de girer hatta sular.. her tarafın ıslanmış olsa da saçını düzeltir, bir saçak altı bulmaya çalışırsın.. boynunu omuzlarının arasına doğru çeker ısınır gibi yaparsın..
o sıra gözün karşı kaldırımdaki ıslak kediye takılır.. göz kapaklarınız ağır ağır kapanııır ve açılır karşılıklı.. kedice selamlaşırsınız..
kedileri çok sevmesen de birgün elin uzanır sevimli gördüğün birine, okşamak istersin,sarılmak.. patisiyle vurur eline,bir adım geri çekilirsin,korkarsın hatta, o da yerine pusar.. kızamazsın da, gülümsersin..
yine birgün biri sana doğru uzatır elini, daha elinin gelişinden hissedersin sıcaklığı, sevgiyi.. ama vurursun o ele..kedice korkundan..

No comments: