Sunday, July 01, 2007

kimbilir ne zamandan...

Neyse ki yaz aylarıydı ve hava güneşliydi, yoksa bu ruh hali içindeyken bir de hava kapalı ve yağmurlu olsa işe hiç gitmek istemez, belki istifa bile ederdi..sabah uyanma saatinden bir saat once uykusu kaçırılmış ve bulunamıyordu… girdaba kapılıp tekrar yüzeye çıkan nesneler gibi kafasının içinde dönüp duran düşler, düşünceler, sıkıntılar uyumasını engelliyor, ter içinde bırakıyordu..

böyle uyuyamayacağım,uyuyamayacağım kalkma saatime 5 dakika kala uykuya dalacağım, hep böyle oluyor lanet olsun..olmasın… daha fazla lanet istemiyorum.. kim lanetledi beni.. döngü nerede başladı.. kim, kime, nerede,nasıl..ama niçin..neden..ben… açmayacağım gözümü işte..uyur gibi yapacağım.. açmayacağım gözümü… akşam yatarken belliydi bu geceki uykumda hayır olmadığı… filmdeki kadın geliyor aklıma sürekli..ölmek isteyen ama bir türlü ölemeyen.. arabaların vızır vızır aktığı caddeye bodoslama dalıyordu da arabaların acı frenlerine,keskin kornalarına rağmen ölmüyordu…ölemiyordu…

İnsanlara suçları karşılığında hep ölüm cezası verilir ya, yaşam en büyük ceza halini alıyor bazen...bazıları için… idam gününü beklemeye dayanamayıp hücresinde canına kıyanlardan farklı mıydı, yaşamaya dayanamayıp ölüm gününü kendi belirlemeye çalışanlar.. birinin öleceği belli, diğerinin yaşayacağı iken…


Her ne kadar kafamda kusursuz cinayet planları yapıyor olsam da kendim için, intihara cesaret edemiyordum ki.. hem kesinlikle bahtsızlığım orada da karşıma çıkar, ölmek yerine sakat kalırım… istemiyordum o yüzden intihar etmek, buna teşebbüs etmek.. yapabildiğim sadece yalvarmaktı.. nolur kurtar beni, al canımı…
Darlanmalarımın sebebi zamanla şekil değiştirdi pek tabii.. ilk başlarda insanlara katlanamıyordum.. sonraları insanları anlayamamanın ötesinde kendime çekilmez oldum…

Yaptıklarından iğrenir olmuştu.. yaşamı, ona bir lütuf olarak verilen yaşamını harabeye, çöplüğe çevirmişti… şimdi de kendi yarattığı bu “eser”den kurtulmak istiyordu…

Düğün arabalarının arkalarına takılan teneke kutulardan vardı arkamda sallanan..nereye gitsem benimle gelen… ama hiç eğlenceli değildi.. sevmiyordum bu kuyruğu.. bu kuyruğun olmadığı bir yere gidebilmeliyim.. o kuyruğu ben yaratmamış mıydım, başlarda eğlenceli olduğunu düşünerek..

-4ocak2006

No comments: